Türkiye İMSAD 63’üncü Gündem Buluşmaları’nda yeni dönem vizyonu: “Coğrafya kaderse Anadolu nimettir”

Türkiye İMSAD 63’üncü Gündem Buluşmaları’nda yeni dönem vizyonu: “Coğrafya kaderse Anadolu nimettir”

Türkiye İMSAD (Türkiye İnşaat Malzemesi Sanayicileri Derneği) tarafından 63’üncü kez düzenlenen Gündem Buluşmaları; Demirdöküm’ün katkılarıyla 29 Eylül 2025 Pazartesi günü sektör temsilcilerini ve iş dünyasının önde gelen isimlerini çevrimiçi platformda bir araya getirdi. “İnşaat Malzemesi Sanayisi için Yeni Ufuklar” başlığı altında gerçekleşen toplantının moderatörlüğünü ve açılış konuşmasını Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan üstlenirken, Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu ve Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin etkinlikte konuşmacı olarak yer aldı. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan açılış konuşmasında sektördeki güncel eğilimlere dikkat çekerek, “Küreselleşmeden bölgeselleşmeye geçiş, sektörümüz için hem yeni pazarlar hem de tedarik zincirinde farklı fırsatlar yaratıyor. Enflasyonla mücadele adımları, maliyetleri artırsa da doğru stratejilerle sürdürülebilir büyüme mümkün” dedi. Prof. Dr. Kerem Alkin ise bölgesel ticaret anlaşmalarının önem kazandığını ve Türkiye’nin stratejik konumuyla avantaj sağlayabileceğini belirtti. Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu ise konuşmasında inşaat malzemesi sanayisinde son beş yılda öne çıkan rekabetçi stratejileri, sektörün geliştirdiği güçlü yönlerini ve 2030’a kadar yapılması gerekenleri anlattı.

“Önümüzdeki dönemde her yıl 1 milyon yeni konut ihtiyacı, sektörümüz için kritik”

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, inşaat malzemesi sanayisinin ihracat ve üretim kapasitesindeki son gelişmeleri değerlendirirken, “Dünya, 75 yıldır globalleşmeden bölgeselleşmeye doğru hızla dönüşüyor. Kendi kendine yeten ülke olma kavramı giderek daha önemli hale geliyor. Türkiye, Avrasya’nın stratejik inşaat malzemeleri üssü olma potansiyeline sahip” dedi. Küçükoğlu ayrıca, “Coğrafyamızda yeniden yapılanma ve yenilenme ihtiyacı, bugünden yarına ertelense de azalmıyor; önümüzdeki dönmde her yıl 1 milyon yeni konut ihtiyacı sektörümüz için kritik" ifadelerini kullandı.

Toplantıda, AB Yeşil Mutabakatı ve karbon nötr hedeflerinin sektörde dönüşümün temel unsuru olduğu, döngüsel ekonomi, geri dönüşüm, enerji verimliliği ve dijital üretim süreçlerinin rekabet avantajı sağlayacağı vurgulandı.

“Deprem gerçeği bilinçle yönetilmeli”

Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkanı Tayfun Küçükoğlu, 2025 yılında inşaat sektöründe yüzde 5’lik bir büyüme beklendiği, deprem bölgesinde planlanan 300 bin bağımsız bölümün tesliminin büyümeye 2 - 2,5 puan katkı sağlayacağını belirtti. Kamu yatırımlarının, sosyal konut projelerinin ve Avrupa’daki yenileme pazarının sektörün büyümesini destekleyecek stratejik fırsatlar olarak öne çıktığına dikkat çekti. İnşaat malzemeleri pazarının yıllık 50 milyar Euro’nun üzerinde olduğu, bunun da sektörün büyümesini destekleyecek stratejik fırsatlar sunduğu vurgulandı. İnşaat malzemesi sanayisinde talebin ise sosyal konut, özel sektör, kentsel dönüşüm ve yenileme projeleriyle daha dengeli dağılacağı ifade edildi.

“Karbon nötr hedeflerine ulaşmak için enerji verimliliği yatırımlarını hızlandırmamız gerekiyor”

Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin “Yeşil finansman araçları ve sürdürülebilir tahviller, sektör yatırımlarının geleceğini şekillendirecek” değerlendirmesinde bulunurken, “2000’lerin başındaki hızlı TL değerlenmesi birçok ham madde ve ara mamul üreticisinin iflasına yol açtı. Bugün de benzer bir riskle karşı karşıyayız. Enflasyonla mücadelede TL’nin değerlenmesini öncelikli kılan yaklaşım, ihracatçının maliyet yönetimini zorlaştırıyor ve ithalata bağımlılığı artırıyor. Geçmişte büyük sermaye girişleri sayesinde bu politikalar tolere edilebilmişti; ancak bugünkü jeopolitik ortam aynı değil. Ekonomiyi aşırı soğutarak ya da döviz kurlarını baskılayarak çözüm bulmak mümkün değil; aksi takdirde dış ticaret hadleri aleyhimize bozulur” ifadelerini kullandı.

Alkin bunun yanında, “Trump etkisi”, “Mengene Diplomasisi”, “Kapalıçarşı Ekonomisi” ve “Yeşil Kuğu” senaryoları gibi güncel tartışmaları da sunumunda değerlendirerek şunları söyledi “Kapalı Çarşı senaryosunda ‘Kapalı Çarşı’ metaforu, önde gelen ülkelerin kendi ‘dükkan’ını sağlam tutmaya çalıştığı, yalnızca güvendiğiyle alışveriş ettiği, üstü çizilmiş ‘küresel özgürlük’ vaadinin yerine, yerel dayanışmanın ve stratejik sadakatin geçtiği yeni bir küresel düzeni konuşuyoruz. Mengene Diplomasisi senaryosunda AB, iki kutup arasında diplomatik ve ekonomik bir mengeneye sıkışmakta, tek pazar olarak başladığı yolculukta hızla jeopolitik bir baskı sahasına ve merkezden (core) çevreye (periphery) dönüşmektedir. Yeşil Kuğu senaryosunda ise ticaret savaşları da olsa, elektrikli arabalar, güneş panelleri, depolama teknolojileri, yapay zeka, biyoteknolojik gelişmelerden dönüş olmadığını görüyoruz. Fakat bu dönem siyah kuğuya benzetilen krizlerden daha büyük bir krizle geliyor.”

“Sanayici üretmekten vazgeçmiyor”

Enflasyonla mücadele adımlarının, maliyetleri artırdığına değinen Türkiye İMSAD Yönetim Kurulu Başkan Vekili Ferdi Erdoğan, doğru stratejilerle sürdürülebilir büyümenin varlığına dikkat çekti. “Yeşil Mutabakat sadece bir çevre politikası değil, ihracat rekabeti için kritik bir dönüşüm aracı” diyen Erdoğan, dijitalleşme ve otomasyonun üretimde verimliliği ve rekabet gücünü belirleyecek ana faktörler olduğunu belirtti.

Küresel dalgalanmalar ve bölgeselleşme, yeni fırsatlar sunuyor

Toplantıda yapılan değerlendirmelerde, inşaat malzemesi sanayisinin ülke ekonomisi için stratejik önemi vurgulandı. 2024 yılında 262 milyar dolara ulaşan toplam ihracat içinde 29 milyar dolarlık paya sahip olan sektörün, küresel ölçekte artan kutuplaşma eğilimleri, emtia milliyetçiliği ve lojistik krizler karşısında kendi kendine yeten bir yapı için kritik rol üstlendiği belirtildi. Sektörün kentsel dönüşüm, yeni konut üretimi, deprem bölgesi ihtiyaçları, altyapı yatırımları, yenileme ve güçlendirme çalışmaları ile ihracat faaliyetlerinden oluşan altı temel etki altında geliştiği; 2025 yılı sonunda üretimde yüzde 3,7 büyüme beklendiği ifade edildi.

 

* Toplantının tamamını izlemek için tıklayın.

* * Topkapı Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Kerem Alkin'in sunumu için tıklayın.